Androméda Sophie Xoniésse Medya Profesörü
Mesaj Sayısı : 5 Doğum tarihi : 03/06/95 Kayıt tarihi : 30/03/10 Yaş : 28 İş/Hobiler : - Nerden : Cehennemin dibinden xP Lakap : Alond diyenler oluyor ama ben genelde tam adımla hitap edilmesini seviyorum.
| Konu: Androméda Sophie. Paz Mayıs 02, 2010 5:53 pm | |
| - Spoiler:
Neferet sabahın ilk ışıklarında ölen çaylakların daha sonra yakılması için götürüldükleri morga doğru ilerliyordu.Gece Evi’ndeki herkes uyuyor olmasına rağmen üzerine siyah bir cüppe geçirmişti.Kusursuz kızıl saçlarını örten kapüşon rüzgarın etkisiyle havalanmasına rağmen saçlarının üzerinden düşmüyordu.
Yanından geçen birkaç kedi dışında kimseyi görmedi.Boynunda asılı duran anahtarı morga gelmeden önce çıkarmış , elinde tutuyordu.Neferet morgun önünde geldiğinde yine aynı şeyleri hissetmeye başlamıştı.Annesini morgdan çıkardıkları an…O korkunç kazadan sonra insanlardan nefret ediyordu.İşte bu yüzden birçok insan ölecek ve Zoey Redbird denen “iğrenç” kız Gece Evi’nden sonsuza dek sürülecekti.
Elinden tuttuğu anahtarı morgun devasa kapısının anahtar deliğine soktu ve çevirdi.Büyük bir “tak” sesi yankılandı morgun içinde ve çevresinde Ölüm sessizliği… diye düşündü ve ölü çaylakların arasında yürümeye başlamıştı.Stevie Rae’yi diğer çaylaklardan farklı bir yere koymuştu.Genele yakılacak olan çaylaklar sedyenin üzerinde üstlerinde beyaz bir örtü serilmiş bir şekilde “son yolculuklarını” beklerlerdi.Ama Neferet Stevie Rae’yi yakmaya veya yaktırmaya niyetli değildi.Aklına her zamanki gibi şeytani ve muhteşem bir fikir gelmişti.Onu kullanacaktı.Başka çaylakları da öyle…
Nihayet morgun sonuna geldiğinde Stevie Rae’yi bulmuştu.Ateşe o kadar yakındı ki biri sedyeye çarpsa bu “özel” çaylağı –ki artık çaylak “olamayacaktı- boşuna heba etmiş olacaktı.Neferet sedyeyi ateşten uzaklaştırdı ve tam morgun ortasına çekti.Beyaz örtüyü kızın yüzünden çekti ve acıyarak ona baktı.
“Boşuna çektin bu acıları.” Dedi yarı masum yarı alaycı bir sesle.Cüppesinin geniş cebinden ruh elementinin temsili mor mumu ve taşlarla süslü çakmağı çıkardı.Sonra bir kez daha Stevie Rae’nin yüzüne baktı.Kısa saçları sedyenin üzerinde dağılmış bir şekilde duruyordu.Yüzünde ise…Her şeye inat yapıyormuşçasına huzurlu bir gülümseme vardı.İğrenç bir durum diye düşünmeden edemiyordu ama Neferet’in Stevie Rae’nin “sevimli” haline değil , yeni” haline ihtiyacı vardı.Mor mumu eline aldı ve konuşmaya başladı.Sesi bir rahibeden çok şeytana benziyordu…
“Karanlığın içinde sessizce uyanmayı bekleyen ruh ,
Seni bana , bu bedene çağırıyorum !
Yeniden , ama farklı bir hayat ,
Ama aynı beden içinde…
Tanrıçanın yanından ayrıl ve buraya gel.
Bu kadar huzur yeter !
Şimdi yeniden doğmanın tam sırası !
Stevie Rae’nin ruhu ; bedenine geri gel !,” Çakmağı aldı ve mumu yakıp Stevie Rae’nin başının ucuna koydu.Bir şey olmamıştı.Ne olduğunu anlaması uzun sürmedi.Bu sefer elbisesinin cebinden bir çakı çıkardı. “Lütfen adağımı kabul et.” Dedi ve sağ eline aldığı çakıyı sol eline bastırıp çekti.Elinin içinde kalın bir çizgi oluşmuştu. Nefere teindeki kanı çakının üzerine sürdü.Sonra Stevie Rae’nin gülen ifadesini bozarak ağzını hafifçe açtı.Kanlı çakıyı Stevie Rae’nin ağzına doğru tuttu.Birkaç damla kan ağzına damlamasıyla Stevie Rae’nin cansız bedeni titremeye başlamıştı.Elektrik vermiş gibi ama çok daha şiddetli titriyordu.Neferet’in yüzünde zafer kazanmışçasına bir gülümseme belirdi…
*********
Bir süre Stevie Rae’nin titremesini öylece izledi.Etrafa gerçekten de berbat bir koku yayılmaya başlamıştı.Çürük yumurta ve çürümüş et gibi…Dikkati bir anlık ateşe kaymıştı.Gözleri yeniden Stevie Rae’yi bulduğunda şaşkınlığını gizleyemeden ona baktı.Yüzü aynıydı ama değişmiş gibiydi.Az önce olduğu gibi sedyede yatıyordu ama gözleri açılmıştı.Ve Neferet ‘e bakıyordu.Gözleri kan kırmızısıyla pembemsi bir renk arasındaydı. Tek bir kelime çıktı ağzından.Sesi hiç de eskisi gibi değildi.Bambaşka biri olmuştu.
“Kan !” dedi sadece…
- Spoiler:
Sınıfa girdiğinde masasına oturdu yavaşça. Ve masadaki küçük bir ağaç parçasını kavrayıp elinde dolandırmaya başladı. Gözlerini gezdirdiği dağınık masasının en köşesindeki Fransız dergisini aldı eline. Ders başlayana kadar kafasını dağıtacak bir şeylere ihtiyacı vardı. Dergiyi karıştırırken, masasında bulduğu –kim bilir ne zamandan kalmış- kahvesinin dibini içmeye başladı. Fransızcası oldukça iyi olduğu için zorlanmadan okuyabildiği dergi, oldukça ilginç konular içeriyordu. Fransa magazinine kadar.... Ama fazla sıkıcıydı. Özellikle magazin kısmı. Az ilerideki pencereden içeri süzülen meltem Neferet’in dağınık toplu saçını daha da fazla dağıtırken, kapının ilk kez açılmasıyla içeri giren koca bir öğrenci grubu kafasını dergiden kaldırmasına neden olmuştu. Geçen dersten tanıdığı yüzler, aynı mimiklerle içeri dalmışlardı. Kuzu pirzolanın etkisiyle hala suratından inmeyen gülümseme, öğrencilere bakarken daha da artıyordu. Yosun yeşili gözlerini gezdirdiği heyecanlı görünen öğrenciler, ilk ders için oldukça telaşlı görünüyordu. Hızlı bir şekilde dolan sınıfın kapısının son kez kapanmasıyla ayağa kalktı Neferet. “Hepiniz hoş geldiniz, çaylaklarım!” diye girişti derse, her zamanki gülümseyen gözleriyle, sınıfa hakim bir sesle. Daha o saniyede bütün uğultular ve fısıldaşmalar kesildi, bütün gözler ona dönmüştü. “Evet..Bugün konumuz Vampir Sosyolojisi kitabı; sayfa 245’teki kan şehveti konusunu işleyeceğiz.” Diye devam etti.Sesi tüm sınıfa hakimdi.Yosun yeşili gözlerini Afrodit’in gözlerine kilitledi. “Afrodit tatlım bize ikinci paragraftan itibaren okumaya başlar mısın?” Afrodit tereddüt etmeden önce saçlarını geriye atıp daha sonra boğazını temizledikten sonra okumaya başladı.
“İhtiyaç sıklığı , her ne kadar yaş , cinsiyet ve vampirin genel gücüne bağlı olarak değişse de , yetişkinlerin bedensel olarak insan kanıyla beslenmeleri gerekir. Bu nedenle, gelişimin ve sevgişi Tanrıça Nyx'in , kan içme sürecini hem vampir hem de verici için zevkli hale getirmeleri son derecede mantıklıdır. Daha önce de öğrenildiği üzere, vampir tükürüğü insan kanının pıhtılaşmasını engelleyici özelliğe sahiptir. Ayrıca, vampir tükürüğü, kan içimi sırasında, insan ve vampir beyninin zevkle ilgili kısımlarını harekete geçiren endorfini salgılar ve hatta orgazma neden olabilir.”Afrodit devam edecekken Neferet onu durdurdu.
“Evet çaylaklarım bu da bizi başka bir konuya getiriyor.Bu konuyu geçen sene sizinle konuşmuştuk.Lütfen kitaplarınızın 415. sayfasını açınız.Okuduğun için teşekkürler Afrodit.Lyra tatlım sen bize damgalanmayla ilgili yeri okur musun?” Kız sırtını dikleştirdi , Afrodit gibi boğazını temizledi be okumaya başladı.
“Vampir-Çaylak Damgalanması.
İşaretlenme ihtimali yüzünden, çaylakların insan vericilerden kan içmesi yasaklanmış, sadece kendi aralarında denemeler yapmalarına izin verilmiştir. Çaylakların birbirlerini İşaretleyemedikleri ispatlanmıştır. Bununla birlikte , yetişkin vampirin bir çaylağı İşaretlemesi mümkündür. Bu durum , çaylağında Değişim'ini tamamlamasının ardından , her iki vampir için de duygusal ve fiziksel komplikasyonlara sebep olabildiği için çaylak ve yetişkin vampirler arasında kan içimi katı biçimde yasaklanmıştır.”
“Teşekkürler Lyra.Evet sevgili çaylaklarım, şimdi sizden şu ana kadar arkadaşlarınızın okuduğu bölümleri toparlayıp bir özet yazmanızı istiyorum.” Dedi ve yerine geçti.Dersin bitmesine az bir zaman kalmıştı.Çaylaklara şöyle bir baktı.Bazıları daha önce bu konuya çalışmış gibi hızlı hızlı yazıyordu, bazıları ise bu küçük sınavı beklemiyormuş gibi uzun uzun düşünüyorlardı.Neferet hepsinin düşüncelerini tek tek okudu.Afrodit’inki hariç…Bu durum Neferet’i sinir ediyordu ama şu anda buna aldırış etmeyecekti. “Yazanlar verip çıkabilir.” Dedi ve sonra çaylakların kağıtlarını vermesini bekledi.Çaylaklar teker teker sınıftan çıktılar.Neferet de çaylakların verdikleri kağıtları toparladı ve sınıftan çıktı.Dönemin ilk dersi iyi geçmişti…
| |
|
Artemis Nerissa KıLes Admin/Fensel Dersler Profesörü/Gölge Avcısı Lideri/Güç Seviyesi :100
Mesaj Sayısı : 83 Doğum tarihi : 24/10/94 Kayıt tarihi : 12/03/10 Yaş : 29 İş/Hobiler : İblislerle Mücadele etmek Hehehe... Nerden : Brooklyn Lakap : Artemis veya Ner ...
| Konu: Geri: Androméda Sophie. Paz Mayıs 02, 2010 6:02 pm | |
| | |
|