Coén sülelesinin ortanca çocuğuyum... Simon ve Victor gibi
ailevi güçlerle donanmış bir Melez'im... Sülailenin en varlıklı
ailesinden olduğum için elimdeki bütün imkanları iyi bir şekilde
değerlendiriyorum... Yılanım Twigle'ı beslerken birden bana birşeyler
anlatmaya çalıştığını fark ettim... Soğuk kanlı bir şekilde onun
bulunduğu cam kafese yaklaştım ve kulağımı ona diktim... İlk zamanlar
anlamsız bir fısıldı olarak geldi kulağıma... Ardından anlamlı cümleler
çıktı...
-"Beni duyuyor musun ?"
Etrafıma bakındım ve odamda yalnız olduğuma emin olduktan sonra ;
-"Evet , seni duyabiliyorum... Benimle nasıl konuşabiliyorsun ?"
Twigle'ın bana verdiği cevap şuydu ;
-"Sen yılanlarla konuşabilen melezlerden birisisin."
Kendi kendime sordum , melezlik ne özellik barındırabilirdiki ?
Ardından
Twigle'ı yalnız bıraktım çünkü bu yaşadıklarımın birer hayal olduğunu
düşünüyordum... Bütün gün boyunca aklımdan çıkmayan bu kısa konuşma
beni dahada fazla meraklandırıyordu... Artık Twigle ile fazla
ilgilenmiyor , onu anneme ya da babama baktırıyordum... Birgün odamda
yalnız başıma düşünürken kafesten bir ses geldi , gelen ses şunları
söylüyordu ;
-"Kaderinden kaçamazsın Peter , kaderinden kaçamazsın..."
Yine hayaller duyduğumu düşünüyor kulaklarımı tıkıyordum ama ses konuşmasına devam ediyordu ;
-" Her ne kadar kurtulmaya çalışsanda kaderinle yüzleşeceksin Peter..."
Artık
düşüncelerime hakim olamıyordum... Twigle'ın kafesine doğru ilerledim
ve ona aklımdan geçen bütün soruları yönelttim , oda bildiği bütün
herşeyi anlattı... Aklımda birçok soru işareti oluşmuştu , ne yaparsam
yapayım sorularıma yanıt bulamıyordum... Aileme danıştım , tedirgin ve
korku dolu bir şekilde Twigle ile konuşmanın hayal olduğunu ve bunlara
inanmayıp konuyu kapatmam gerektiğini söylediler... En güvenilir
kaynaklarım benden birşeyler saklıyorlardı... Birkaç konuşmalarını
dinledim ve duyduğum tek şey şu olmuştu ; "Artık Zamanı Geldi Mi ?"
Sorularım içerisinde gitgide kayboluyordum... Kuzenlerim Victor ve
Simon gibi büyücülük okulu olan Hogwarts'a gitmem mi gerekiyordu...
Twigle buna yeterince hazır olduğumu belirtiyordu ama kendime güvenim
pek fazla değildi... Hayatımda basit şaka ve gereklilik büyülerinden
başka birşey bilmiyordum... Aradan birkaç hafta geçti... Sorularıma
yanıt ararken posta kutumuzda bulunan Hogwarts mühürlü zarfı aldığımda
dahada fazla heyecanlanmıştım... Zarfı açtıktan sonra büyülü posta'nın
bana gönderilen mesajını okumuştum... Yeni öğrencilik sezonu için
benimde Hogwarts'a gitmem gerektiği söyleniyordu... Gerçekten
heyecanlanmıştım... Aileme danıştıktan sonra gitmeye hazır olduğumu
anladım ve Hogwarts için hemen hazırlandım... Babamla beraber
belirtilen listede olması gerek malzemeleri almak için Büyülü Mağaza
Sıkboğaz'a gittik... Bütün malzemelerimi tamamladıktan sonra babam
vitrinde duran ve imrenerek baktığı FireBolt (Ateş Oku) süpürgesini
bana aldı ve söyledikler şu oldu ;
-" Ailemizdeki seçilmiş kişi sensin Peter. Quiditch için katılma şansını elde ettiğinde bu süpürge her zaman yanında olacak..."
Heyecanla
eve döndük ve aldıklarımı kontrol ettim... Ertesi gün için yeterince
hazırlı ve bir o kadarda heyecanlıydım... Twigle ile konuştum ve bana ;
"Sana başından beri anlatmaya çalıştığım buydu Peter , kaderin bu".
demişti... Bana dahada fazla bir güven gelerek heyecan oranım bir o kadarda artmıştı...
Ertesi
gün olmuştu , gitme vakti geldi... Hogwarts için gerekli olan trene
binmeden önce ailemle uzun uzun vedalaştım bana diledikleri başarılar
için onlara teşekkür ettim... Trene bindim ve güzel bir yolculuk
geçirdim... Vagonumda yeni arkadaşlarla tanıştım ve bolca şekerleme
yiyip muhabbet ettik... Trendeki bütün nane özdeyişli şekerlemeleri
bitirdik nerdeyse...
Hogwarts'a vardığımızda ise kuzenlerimin
bahsettiği gibi uzun boylu iri bir adam olan Hagrit her zamanki gibi
bizi karşıladı... Bana "Merhaba yeni dostum , güzel bir yıl seninle
olsun" dedi...
Evet nihayet Hogwarts'ta yeni evimdeydim... Yeni ve güzel bir öğrencilik ve büyü dönemi beni bekliyor...
Slytherin veya Grifindor takımlarında olmak dileği ile...