''Belki de...'' Kendi bedeninin en az iki katı boyunda olduğunu hesapladığı keskin uçlu mızrak tarafından deşilmekten son anda kurtulurken sesli düşünmesi kesildi Helesah'ın ve ona saldıran eldarı , karnına savurduğu tek kılıç darbesiyle acı içinde çığlık atmasını sağlayarak yere devirdi.
''Belki de,şu lanet eldarlardan birkaç tane daha öldürüsem...'' Ona doğru savrulan elektrikli savaş baltasını farkettiği anda boş gördüğü sağ tarafına doğru kıvrak bir hareket yaptı ve kılıcıyla saldırganın başını kolayca bedeninden ayırdı.
''Lanet olsun! Düşünemeyecek kadar meşgulüm.'' dedi ve ona doğru hamle yapma hatasında bulunan başka bir eldarı daha hakladı.
''Bu eldarların hepsi mi dişi yahu?'' Cevap beklemeyen bu soru birkaç metre arkasındaki Krozh'dan gelmişti.Daima çok yakışıklı ama bir o kadar da şımarık olduğunu düşünmüş olduğu 17 yaşındaki yakın dostu,Cremantium 408-G cins ışın tabancası ile eldarları acımasızca ve namertçe buharlaştırıyordu.Gerçekten de bu lanet silahtan çıkan ışınların dokunduğu her cisim buharlaşıp havaya karışıyordu.Küçük bir silah nasıl böyle bir yıkım gerçekleştirebilirdi ki?
''Şunu bırakır mısın? Burada mertçe savaşmalıyız.'' diye Krozh'u azarladı Helesah.
Krozh homurdıp silahını kaldırdı ve daima sırtında taşıdığı,normal bir,hatta birkaç insanın zar zor taşıyabileceği dev kılıcını çıkarıp eldarların aralarına dalıp gözden kayboldu.Helesah bunun için endişelenmedi,Krozh'un her koşulda kendini rahatlıkla koruyabileceğini biliyordu,özellikle de eldar savaşçılarına karşı.Helesah eldarları hafife almıyordu aslında,fakat uzay komandolarına karşı hiçbir şansları yoktu.Şahsen kendisi bir eldar olsa ve gezegenlerine savaş ve yıkım amaçlı olduğu her hallerinden belli olan uzay komandoları gelse,arkasına bakmadan kaçar ve bulduğu en kuytu köşeye sinip ağlardı.Burada üstün olanlar kesinlikle eldarlar değildi ve Helesah'ın şuanda onlara acıyacak hali yoktu.Emir emirdi ve Stehnafie gezegeninde tek bir eldar bile kalmayana dek bunu yapmaya devam etmeliydi.
Gezegene 'Cranium Işını' ile indikleri anda zayıf eldarların zayıf savunmalarıyla karşılaşmışlardı.İlk dalgayı kolayca yarıp geçmişlerdi ve daha da ilerleyip birçok şehri acımasızca yakıp yıkmışlardı.Normalde uzay komandoları o kadar da acımasız değillerdi,fakat 'acımasızlık emri' almışlardı ve tabii ki de emri yerine getiriyorlardı.
Helesah'ın tahminince,şuanda savaştıkları,eldarların hükümetlerinin son askeri güçleriydiler ve onlar da bozguna uğramışlardı.Uzay komandoları genelde olduğu gibi,bu çatışmada da galip gelmişlerdi.Eldarlar kaçışıyorlardı,malup olmuşlardı ve Helesah'ın tahminince kalan diğer küçük kuvvetlerle birlikte tekrardan birleşip işe yaramaz bir savunma daha yapacaklardı.
Birden kulakları sağır eden bir kükremeyle irkildi Helesah.Diğer komandolar da aynı şekilde tepki vermişlerdi.Kükreme,savaştıkları alçak tepenin hemen arkasından geliyordu.Kükreme kesildikten sonra ayaklarının altındaki toprak kıpırdanmaya başladı.Bu kıpırdanma sadece birkaç saniye sürdü.Kıpırdanma kesildikten iki saniye sonra düzensiz bir sırada bulunan uzay komandolarının birkaç metre ilerisindeki toprak kütlesi patladı ve yarılan kısımdan dev,solucanımsı bir yaratık fırladı.Birkaç talihsiz komando,solucan çıktıktan sonra havaya savurduğu dev kayalar altında ezildiler.Diğerleri bunu gördükleri halde yerlerinden kıpırdamadılar.Helesah sağ elini yumruk yaparak havaya kaldırdı.O bunu yapar yapmaz bütün komandolar düzenli bir sıra halinde savaş konumunu aldılar.Krozh koşturarak Helesah'ın yanına gelmişti ve o da savaş konumunu almıştı,çok ciddi bir ifadeyle yaratığa bakıyordu.
''Lanet olsun! Bu bir makhensprophis.Bu gezegende yaşamadıklarını sanıyordum.'' dedi Krozh.
''Evet,normalde yaşamıyorlar.Eldarlar bunu yakalayıp evcilleştirmiş olmalılar.Sanırım bu gezegene indiğimizden beri almadığımız yarayı biraz sonra alacağız.Hatırlarsan,Kamhci'deki keşfimiz sırasında bunlardan bir tanesiyle karşılaşmıştık.'' diye cevap verdi Helesah ve korkudan titrermiş gibi yaptı.
''Ah evet,hatırlamam mı hiç? Ama hatırlatmasan da olurdu.Cesaretim kırıldı.'' dedikten sonra gülümsedi Krozh ve devam etti ''Bu akşam yemekte dev solucan kızartması var.''
Dev solucan sağa sola kıvrılıp duruyordu.Kaçan eldarlar da geri dönmüş ve onun yanındaki yerlerini almışlardı.Komandolar da saldırı konumundaydılar.
Helesah içinden bu dev pisliklere karşı özel bir taktiklerinin olmamasına lanet etti.Neden her zaman çalışmadığı yerden sınanmak zorundaydı ki?
Bir anda dev solucan komandoların üzerine devrilmek istercesine ileriye doğru bir hamle yaptı.Solucan devrilmeden tüm komandolar çekilmişlerdi.Helesah bu saldırıdan kayıpsız kurtulduklarına şükretti.Fakat solucan hiçbir komandonun beklemediği bir çeviklikle kendini sağ tarafa doğru savurdu ve bedenine çarpan herşeyi savurdu.Dönmesi sırasında onlarca komando sağa sola savruldu,birkaç tanesi ise eldarların içine uçtu.Eldarlar içlerine düşen komandoların icabına derhal baktılar.Ayağa kalkabilen sağa sola savrulmuş diğerleri ise tekrar gruplarına geri döndüler.Solucan doğrulamadan önce komandolar onun üzerine saldırmış ve kendilerince hasarlar vermişlerdi.Bunu deneyenlerden bir tanesi de Krozh'du.Güçlü kılıcını solucana en az 10 defa savurmuştu fakat solucanın derisinde onun boyutuna göre küçük çizikler açmak dışında başka bir şey yapamamıştı.Solucan doğrulup yeni bir hamle yapmaya hazır hale geldiğinde ise eldar savaşçıları saldırıya geçmişlerdi.Hepsi birden silahlarını havaya kaldırarak ve tuhaf şekillerde savaş naraları atarak komandoların üzerine koşturuyorlardı.Helesah'ın dudakları düz bir çizgi halindeydi.Dışarıdan bakıldığında ne olup bittiğini anlamamış gibi görünebilirdi.Böyle olduğunu sanan Krozh'un ise suratı asılmıştı.
''Bu lanet gezegene lanet bir emri yerine getirmek için geldik ve şimdi hepimiz öleceğiz.Eldar savaşçı hatunları tek başlarına olsa tamam,şu dev pislik de tek başına olsa iyi,ama şimdi hangi birisiyle uğraşacağız? Helesah,ne yapmamız gerektiğini söyler misin?''
''Ne mi yapacağız? Her zaman yaptığımız gibi...'' dedi ve bağırmaya başladı,herkesin duyabilmesi için ''tüm piç kurularını haklayacağız!''
Krozh Helesah'ın bu son söylediğine gülümsedi ve dev kılıcını omzuna yerleştirip savaş naraları atarak düşmanının üzerine koştu.Hemen arkasından Helesah ve tüm uzay komandoları...
Konu: Chris Jackson Violet 
Cuma Mayıs 21, 2010 4:58 pm
